top of page

Çocuklarla İletişimde Yapılan Hatalar

Ebeveynlerin en çok problem yaşadığı konulardan biri de çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmaktır. Bazen kuşak farklılığı, bazen de çocukların gelişim dönemi özelliklerini bilememek ve dönemin getirilerine yanıt verememek aile ve çocuk arasında gerginlik yaşanmasına neden olur. Zaman ilerledikçe çocuğun beyin yapısındaki değişim, kişilik yapısını ve düşünce yapısını da geliştirmesini ve değiştirmesini sağlar. Bebeğin doğumdan itibaren ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik araştırıyor ve öğreniyorsak, büyüdüğünde de onun gelişim özelliklerini bilmeli, hangi duyguya ihtiyacı olduğunu anlamalıyız.

Zaman daima ilermekte ve değişmekte... Çocuklarımıza davranışlarımız da onlarla birlikte büyümeli ve değişmelidir. Okul öncesi dönemde kullandığınız çözüm yollarının ilkokul döneminde işe yaramamasının sebebi, iletişiminizdeki değişimin çocukla aynı oranda ilerlememesinden kaynaklı olabilir.

Çocuklarımızla doğru iletişimi öğrenmediğimiz taktirde aynı dili konuşan iki yabancı olabilir, çocukta anlaşılmadığı hissini pekiştirebilirsiniz.

Gözdağı vermek

“Bir daha yaparsan seni öğretmenine söylerim...”

Burada iletişiminiz anında kopabilir, daha dikkatli olacağı konusunda onunla anlaşmayı deneyebilirsiniz. Ancak beklenmeyen, istendik olmayan her davranışta mutlaka çocukların bir ihtiyacı bulunur. Örneğin yoğun tempoda çalışıyorsanız hareketliliğinin sebebi sizinle vakit geçirmek veya dikkatinizi çekmek istemesi olabilir. “Öğretmene söylemek” kelimesi aile içinde kullanılmaması gereken kelimelerden biri olmalı. Bu durum öğretmenden çekinmesine ve okul korkusu geliştirmesine sebep olabilir. Çocuğun size karşı öfke duymasına neden olabilir. Bunun yerine “Şu An bunu yapmaya ihtiyacın olduğunun farkındayım ancak evimizde bunu yapmıyoruz. Hadi gel farklı şeyler yapalım, bana yardım et.” şeklinde cümleler kurabiliriz.

Öğüt vermek

“ Ben senin yerinde olsaydım şunları yapardım...”

Sizinle iletişimi sizin onla iletişiminiz kadar olur. Bu çocuğa kendi sorununu çözemeyeceği mesajını iletirsiniz. Burada sorun çocuğa aittir. Yetişkin olarak bir çok konuda başarı gösteriyoruzdur zaten bizler belirli konularda ne yapacağımızı bilen yetişkinleriz. Çocuğun problemine yönelik hazır çözüm önerilerini kendisine sunmak, karşılaştığı yeni sorunlarda zorlanmasına neden olabilir. Kendisini yetersiz hissetmesine ve özgüven geliştirmesinde zorlanmasına sebebiyet verebilir.

Bunun yerine yaşanılan durumu ona nasıl çözebileceğini sorduğunuzda ondan oldukça yaratıcı ve yapıcı çözümler duyabilirsiniz. Bunları bir kağıda not etmesini isteyebilir, benzer durumlarla karşılaştığında knot kağıdından yararlanmasını sağlayabilirsiniz.

Soru yağmuruna tutmak, sınamak

“Sen ne dedin? Neden arkadaşına vurdun? Öğretmenine söyledin mi? Öğretmenin ne dedi?”

Soru sormak bir iletişim engelidir. Soru sormak genellikle soruyu soranın merakını ve duygusunu anlamamıza neden olur, karşı tarafın değil. Olay karşısında sorular sorarak çocuğu çapraz sorguya almak çocuğun kaygısının artmasına ve size yalan söylemesine neden olabilir.

Bunun yerine, “ Okulda yaşanılan durumlar hakkında bilgim var ancak bir kez de senden dinlemek istiyorum...” diyebilirsiniz.

Yorum yapmak, tanı koymak

“Dikkatimi çekmek için bunları yapıyorsun! ”

Burada çocuğunuz kapana kısılmış hissedebilir. Çocuğunuzun temel ihtiyacı onu görmeniz ve anlamanızdır. Bu yaklaşım onun duygularından uzaklaşmasına ve savunmasız hissetmesine neden olabilir.

Bunun yerine; “Neler oluyor, hadi biraz sohbet edelim.” diyebilirsiniz.

Avutmak, teselli etmek

“Bu kadar ağlamanı gerektirecek bir durum yok, artık ağlamayı bırakmalısın.”

Burada çocuğa hissettiği duyguyu yaşamaması gerektiği, bunun normal olmadığı mesajı verilir. Diğer bir seçenek de hatalı bir davranış sonucu ağlama esnasında cümle kullanılırsa çocuk bu hatasını normalleştirebilir.

Bunun yerine “Sana sakinleşmen için zaman tanıyorum, sakinleştiğinde tekrar konuşalım.” diyebilirsiniz.

Karşılaştırmak

“Sınıftaki arkadaşların bak ne güzel yüksek not almış.”

Bu dönemde benlik saygısı gelişimi oldukça önemlidir. Bu tarz mesajlar benlik çocukların saygılarının azalmasına neden olur. Aynı zamanda çocuğun karşılaştırılan kişiden uzaklaşmasına neden olur. Çocuğun başkalarıyla değil sadece kendi performansı ve başarısıyla değerlendirilmesi gereklidir. Her çocuğun becerileri ve yetenekleri farklılık göstermektedir. Kıyaslamak yerine onun başarılı olduğu yanlarını keşfedip geliştirmesine yardımcı olabilirsiniz. Bu sayede benlik gelişiminin olumlu yönde gelişmesine yardımcı olursunuz.

Bunun yerine; “ Hadi gel, hangi konuları anlamadığına birlikte bakalım. Sana yardımcı olayım” diyebilirsiniz.

Ahlak dersi vermek

“Büyüklerle bu şekilde konuşulmaz? Halen öğrenemedin mi? ”

Bu tarz bir yaklaşım çocukta mecburiyet veya suçluluk duygusu uyandır. Onun değerlerine önem verilmediğini hisseder.

Yukarda sizlerle paylaşılan örnekler aslında ebeveynlik hayatımızda sıklıkla kullandığımız hatalar. Bu hataların farkına varmak ve mümkün olduğunca gündelik dilimizden bunları çıkartmak önemlidir. Bu sayede aynı dili konuşan ve sohbet edebilen aileler olabilir, bunun çocuklarımızla olan iletişimimize olumlu yansımalarını görebiliriz.

bottom of page